Prostat kanseri nedir?
Prostat kanseri prostat bezinin çoğunlukla dış kısmından (periferal zon) köken alan kötü huylu tümörüdür. Kötü huylu tümör hücrelerinin kontrolsüz büyümesi ve sayıca artışı ile kanser meydana gelir.
Belirtileri nelerdir?
Prostat kanserinde erken dönemde hiçbir belirti olmayabilir. PSA denilen kanda bakılan prostat spesifik antijen düzeyi yüksek olabilir. Tarama amaçlı 50 yaş üzerinde tüm erkeklerde ve ailesinde prostat kanser hikayesi olan bireylerde 40 yaş üzerinde PSA ile kontrol önerilir. Kanser ilerleyip büyüdükçe prostattaki büyümeye de bağlı olarak idrar yapmada zorlanma, kesik kesik idrar yapma, gece idrara çıkma gibi iyi huylu prostat büyümesinde de görülebilecek şikayetler yapabilir. İdrardan kan gelebilir. İlerleyen dönemlerde kemiğe yayılım olduğunda kemik ağrıları, halsizlik gibi şikayetler olabilir.
Kimlerde görülür? Genetik midir?
Prostat kanseri nedeni tüm diğer kanserlerde olduğu gibi kesin olarak bir faktöre bağlı değildir. 40 yaş üzeri erkeklerde görülür ve artan yaş ile görülme sıklığı artar. Genetik faktörler önemli olup baba, amca gibi akrabalarda prostat kanseri olması riski artırır. Siyah ırkta da prostat kanseri riski daha yüksektir. Sigara, viral etkenlerin kanser oluşumundaki katkısı net değildir. Yağlı ve hayvansal ağırlıklı beslenme de riski artırabilir.
Görülme sıklığı nedir?
Prostat kanseri dünyada erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. A.B.D’de her 7 erkekten bir tanesi prostat kanseri olmaktadır ve her yıl 27.500 erkek bu kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde de erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser türüdür.
Kaç yaşından itibaren risk başlar?
Risk 50 yaş sonrası başlar ve yaşla artar. Ailede prostat kanseri olanlarda 40 yaş sonrası risk başlar.
Prostat kanserinde erken teşhisin önemi nedir?
Prostat kanseri çok sık görülen bir kanser türü olmakla beraber erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilen bir kanser türüdür. Erken dönemde fokal tedavi, cerrahi veya radyoterapi ile tedavi edilen olgularda uzun dönem sağ kalım mümkündür. Erken teşhis olmadığında başta lenf bezleri, kemik dokusu olmak üzere akciğer, karaciğer gibi uzak organlara yayılım olabilir ve uzak metastaz olduğunda hastalığın tamamen tedavisi çok zor olmaktadır.
Prostat kanseri oluşmasında kişisel alışkanlıkların önemi nedir?
Sigaranın kanser oluşumundaki katkısı net değildir. Yağlı ve hayvansal ağırlıklı beslenme riski artırabilir.
Ayrıca Prostat füzyon biyopsi yapılıp tedavi gören ve başarılı sonuçlar alınan hastalarınız var mıdır?
Biyopsi yapılıp sonuca göre kanser çıkan olguların bir tanesi fokal tedavi ile diğerleri total prostatektomi dediğimiz cerrahi yöntemle şifa buldular.
PROSTAT KANSERİNDE HEDEFE YÖNELİK TANI!PROSTAT KANSERİ TEŞHİSİNDE YENİ DÖNEM
Multiparametrik MR ile prostat tümörü henüz 3-4 mm çapındayken tespit edilerek şüpheli alan Prostat Füzyon Biyopsisi ile tam olarak hedefleniyor. Böylece farklı noktalardan tekrar tekrar örnek alınma zorunluluğu ortadan kalkıyor. Rastgele yapılan biyopsiye göre prostat kanserleri, 2 kat daha doğru tespit edilmiş oluyor.
Genellikle erkeklerde 40 yaşından sonra görülmeye başlayan ve 50'li yaşlardan itibaren risk faktörleri artan prostat kanserinde erken teşhis hayat kurtarıcı oluyor. Özellikle yeni gelişen teşhis yöntemleri ile prostat kanserinde oldukça başarılı sonuçlar alınabiliyor. “Özellikle baba tarafında prostat kanseri varsa mutlaka erken dönemde taramalarınızı yaptırın” diyen Altınbaş Üniversite Hastanesi Medical Park Bahçelievler Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercan Kocakoç, yeni teknikler konusunda bilgiler verdi.
ŞÜPHELİ ALANDAN BİYOPSİ ALINIYOR
Multiparametrik prostat MR; prostatın incelenmesi için özel geliştirilmiş bir MR tekniğidir. Prostat füzyon biyopsi ise MR’da kanserden şüphelenen alanlar ayrıca ultrasonda görüldükten sonra her iki görüntünün birleştirilip direk şüpheli alanlardan biyopsi alındığı bir yöntemdir.
Standart bir prostat biyopsisinde hiçbir şey görmeden prostatın 12 farklı yerinden rastgele biyopsi alınıyor. Multiparametrik MR, prostatın içerisinde tümör olabileceğinden şüphelenilen alanı belirliyor. Prostat Füzyon Biyopsi ile de direkt hedefe yönelik biyopsi alınıyor. Yani prostatın her tarafından değil, sadece kanserden şüphelenilen alandan biyopsi alınıyor ve böylece erken dönemde kanser tanısı koyma ihtimali artıyor. Rastgele biyopsi aldığında ise prostat kanserlerinin sadece yarısı saptanabiliyor. 4'te 1'lik oranda prostat kanseri normal bir biyopsiyle saptanamıyor. Füzyon biyopsi yapılan hastalarda ise yüzde 90 oranında kanser tek seferde yakalanıyor.
KÜÇÜK TÜMÖRLER DE GÖRÜNÜYOR
Normal biyopside görüntü ultrasonla alınıyor ve tümörün görüntüye yansıması için çok büyük olması gerekiyor. Oysa multiparametrik MR’da 3-4 mm boyutundaki çok küçük bir tümör dahi görülebiliyor ve MR’daki görüntüyle ultrasondaki görüntüyü birleştirdiğimiz için küçücük bir tümör dokusundan bile örnek alma şansını yakalayabiliyoruz. Normal bir biyopsi alınırken şans eseri tümörlü alana denk gelirse teşhis konabiliyor ancak füzyon biyopside şüpheli alanı MR’da gördüğümüz için örneği direkt hedeften almış oluyoruz. Ayrıca ultrasonda tümör ile iyi huylu prostat büyümesinin nodülleri birbirinden ayırt edilemeyebiliyor.
ZARARSIZ TÜMÖRLERİ SAPTAMIYOR
Prostat Füzyon Biyopsinin en önemli avantajı, iğnenin nereden girdiğini gerçek zamanlı olarak görülmesi. Şüphelendiğimiz tümörlü alanlar önceden renkli olarak belirleniyor. Örneğin tümörün hangi tarafından alındığı; üstünden mi, altından mı, sağından mı, solundan mı hepsini görülüyor. Bazı prostat tümörleri hastayı öldürmez, hastaya zarar vermez buna klinik olarak anlamlı olmayan prostat tümörü diyoruz. Yani bu tip durumlarda hasta prostat kanseri nedeniyle hayatını kaybetmez, tümör hastaya zarar vermez. Multiparametrik prostat MR’da hastaya zarar vermeyecek tümörler saptanmaz. Sadece hastaya zarar verebilecek kanserleri saptaması yöntemin en önemli avantajlarından biridir. Yaşlı erkeklerde biyopsi yapıldığı zaman birçoğunda hayatını hiç etkilemeyen küçük prostat kanseri odakları olabiliyor. Bu ona hiçbir zarar vermiyor. Dolayısıyla bunları saptamanın, yakalamanın hiçbir anlamı yok.
DONDURMA TEDAVİSİ DE UYGULANABİLİYOR
İleri MR yöntemleriyle çok küçük lezyonları görebildiğimiz için o küçük lezyonlardan biyopsi alabiliyoruz. Alınan biyopsi de kötü huylu tümörlerle karşılaştığımızda ameliyata gerek kalmadan, ‘fokal tedavi’ dediğimiz sadece tümörlü alana yönelik ışınlama, yakma ve dondurma tedavileri gibi yöntemlerle hastaya tedavi şansı veriyor. Kişi ameliyat olmak durumunda olsa bile sadece prostat alınarak hayatına devam edebiliyor.
5 YILDIR TÜRKİYE’DE VAR!
Prostat füzyon biyopsi ilk olarak 2008 yılında ABD’de geliştirildi. Son 5 yıldır ülkemizde kamu ve özel sektörde nadir merkezlerde kullanılıyor. Prostat füzyon biyopsi işlemi anestezi altında yapılıyor. Hasta işlemde hiçbir ağrı duymuyor. Bilgisayardan MR ile ultrason görüntülerinin üst üste aktarılması ve füzyon biyopsi işlemi peş peşe yapılarak toplam 35-40 dakika arası sürüyor. Bu yöntem prostat kanseri tanısı için kullanıldığı için daha çok 40 yaş üzeri erkeklerde uygulanıyor. Ancak aile hikayesi nedeniyle 30’lu yaşlar gibi daha erken yaşlardan itibaren de multiparametrik prostat MR ve sonrasında füzyon biyopsi yapılabiliyor.
/>Multiparametrik Prostat MR ve Prostat füzyon biyopsi nedir? Nasıl yapılır?
Multiparametrik prostat MR, teşhis için birden fazla parametreden elde edilen bilgilerin kullanıldığı prostat kanseri için özel olarak tasarımlanmış bir MR inceleme yöntemidir. Bu yöntemde anatomik bilgilerin elde edildiği standart T1 ve T2 ağırlıklı MR görüntülerine ek olarak fonksiyonel bilgilerin elde edildiği difüzyon MR ve dinamik kontrastlı perfüzyon MR teknikleri kullanılarak daha doğru tanı konulabilir. Multiparametrik prostat MR incelemesi sonuçları tüm dünyada ortak olarak kullanılan PİRADS denilen bir derecelendirme sistemi ile değerlendirilerek objektif bir şekilde kanser riski yüksek alanları (PİRADS 4 ve 5), kanser riski düşük alanlardan (PİRADS 1 ve 2) ayırabilir. Bu sonuca göre PİRADS 1 ve 2 lezyonlarda biyopsiye ihtiyaç duyulmaz iken PİRADS 4 ve 5 lezyonlardan füzyon biyopsi yöntemi ile hedefe yönelik biyopsi alınabilir. PİRADS 3 lezyonlarda ise klinik duruma göre biyopsi alınabilir veya takip yapılabilir.
Prostat füzyon biyopsi ise multiparametrik MR görüntüleri ile transrektal ultrasonografi görüntülerinin farklı cihaz ve yazılımlarla üst üste getirilerek MR’da tümör şüphesi yüksek bulunan alandan direkt hedefe yönelik biyopsi alınmasını sağlayan bir yöntemdir. Bu yöntemde MR görüntüleri üzerinde prostat bezinin ve tümörden şüphelenilen alanların sınırları çizilerek tümör şüpheli alanların üç boyutlu renkli haritası çıkarılır. Ultrasonda net olarak izlenemeyen tümör şüpheli alanlar MR’da işaretlendiğinden füzyon işlemi sonrası ultrasonografi ve MR görüntüleri üst üste çakıştığından bu alanlardan ultrason rehberliğinde güvenle biyopsi elde edilebilir. Prostat füzyon biyopsi transrektal dediğimiz makattan girilerek veya transperineal dediğimiz makat ile testis arasındaki boşluktan girilerek lokal anestezi, spinal anestezi veya genel anestezi ile yapılabilir. İşlem esnasında şüpheli alana direkt girmeyi sağlayan harf ve rakamlardan oluşan bir hedef belirleme aygıtı kullanılır ve hedefe iğnenin girişi gerçek zamanlı olarak görülür ve yanlış yerden biyopsi alma ihtimali iyi bir füzyon biyopside sıfıra yakındır. Biz kliniğimizde biyopsi sonrası enfeksiyon riskinin çok düşük olması nedeniyle transperineal yöntemle füzyon biyopsi yapmaktayız.
Multiparametrik prostat MR’ın faydaları nedir?
Prostat kanseri tanısında klasik yaklaşım transrektal ultrasonografi rehberliğinde tüm bezden farklı lokalizasyonlardan rastgele ortalama 12 adet biyopsi alınmasıdır. Bu yaklaşımın kanser yakalama duyarlılığı yaklaşık % 50’dir. Sonuç normal olan olgularda PSA yüksekliği veya sert nodül gibi klinik nedenlerle tekrar biyopsi yapıldığında bu olgularda yaklaşık % 15-40 oranında kanser saptanmaktadır. Bu kanserlerin bir kısmı düşük malign potansiyelli olup klinik olarak önemsizdir ve tedavi yapılmadığı zaman hastaya kanserle ilgili ölüm riski yüklemez. Ancak kanser anksiyetesi gibi nedenlerle bu kanserler tedavi edildiğinde tedaviye bağlı bazı problemler hastaya daha fazla problem oluşturabilir.
Multiparametrik prostat MR, klinik anlamlı prostat kanserini %88 hassasiyetle saptayabilir. Prostatın iltihabı gibi bazı patolojiler de kansere benzeyebileceğinden özgüllük daha düşüktür. Ancak PİRADS denilen skorlama ile görüntüler değerlendirildiğinde kanser riski çok çok düşük olan PİRADS 1 ve 2 olarak değerlendirilen olguların gereksiz biyopsiye gitmesi önlenmiş olur. Yine düşük kanser potansiyeli nedeniyle aktif izlem ile takip edilen olgularda bilinen lezyonların boyut artışı ve diğer değişiklikler multiparametrik MR ile değerlendirilebilir. Babada prostat kanseri olması gibi risk faktörü yüksek olan olgularda hastaya biyopsi yükü getirilmeden anlamlı bir prostat kanseri olmadığı MR ile söylenebilir. Prostat kanseri nedeniyle ameliyat olmuş olgularda nüks kanser özellikle kontrastlı MR’ın da katkısı ile multiparametrik MR ile saptanabilir.
Prostat füzyon biyopsi ilk ne zaman yapılmaya başlandı?
Prostat füzyon biyopsi ilk olarak 2008 yılından itibaren ABD’de geliştirilmeye başlanıldı. 8-10 yıldır teknik çok daha güvenilir olarak yaygın olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Ben de ihtiyaç olan olgularda 7 yıldır bu yöntemle biyopsi almaktayım. MR makinası içerisinde füzyon olmadan direkt biyopsi alınması bir miktar daha uzun zamandır yapılmaktadır; bu işlem biraz daha uzun süren ve çoklu biyopsiye daha az imkan veren bir yöntem olup ülkemizde birkaç merkezde yapılmaktadır.
Türkiye’de her yerde yapılan bir işlem midir? Yaygınlığı nedir?
Bu işlem son 4-5 yıldır ülkemizde yapılmaya başlanmıştır. Bu konu üzerinde deneyimi olan girişimsel radyolog ve ürologlar tarafından, bazı merkezlerde de birlikte yapılmaktadır. Kullanılan cihazların ve yazılımların pahalı olması ve bu konuda deneyimli hekimlerin sayısının az olması nedeniyle çok yaygın olarak her yerde yapılamamaktadır. Kamu ve özel sektörde az sayıda merkezde yapılmaktadır.
Kaç yaşından itibaren yapılabilir?
Bu yöntem prostat kanseri tanısı için kullanıldığından daha çok 40 yaş üzeri erkeklerde yapılmaktadır. Ancak aile hikayesi nedeniyle 30’lu yaşlar gibi daha erken yaşlardan itibaren multiparametrik prostat MR ve sonrasında füzyon biyopsiye ihtiyaç olabilir ve yapılabilir.
Kimler yaptırabilir/ yaptıramaz?
Multiparametrik prostat MR’da tümör şüphesi saptanıp biyopsi önerilen tüm hastalara yapılabilir. İşlem öncesi kanama parametrelerine bakılır ve kanama açısından riskli olgularda bu parametreler düzeltildikten sonra yapılabilir. Genel veya spinal anestezi açısından risk olan olgularda lokal anestezi ile de yapılabilmesi nedeniyle tıbbi olarak endikasyonu olan tüm olgulara yapılabilir.
Normal biyopsiden farkı nedir? Artı yönleri nelerdir?
Normal biyopsiden en önemli farkı körlemesine değil biyopsi alınması istenilen tümör ihtimali yüksek olan hedef lezyondan direkt görerek emin bir şekilde parça alınabilmesidir. Prostat ve içerisindeki şüpheli alanlar 3 boyutlu ve farklı renklerde kodlanarak daha kolay ve hızlı örnek alınabilmektedir. Normal biyopside bariz tümör olmasına rağmen gözden kaçabilen prostatın ön kısmında ve apeks denilen kısmında yerleşen tümörlerden kolaylıkla biyopsi alınabilir. Bu sayede normal biyopsiye göre %30-35 daha doğru tanı konulabilmektedir. Hedef lezyondan biyopsi alındığı için tekrar biyopsi ihtiyacı çok çok düşüktür. Biyopsi alınan yerler farklı renklerde kodlanarak arşiv alınabilir ve takip gerektiğinde kolaylıkla kıyaslama yapılabilir. Hastaya hayati zarar verme ihtimali çok düşük klinik anlamı olmayan kanser saptanması ihtimali düşük olup bu şekilde gereksiz tedavi olunması ve tedaviye bağlı komplikasyonlardan hasta korunmuş olur.
Prostat kanserinin erken belirlenmesindeki rolü nedir?
En önemli avantajı multiparametrik prostat MR’da saptanan 3-4 mm gibi küçük bir şüpheli alandan hedefe yönelik biyopsiye ve hiçbir yere yayılmamış çok erken evrede bir tümörün saptanmasına olanak sağlar.
Prostat kanseri tedavisine katkısı nedir?
Prostat içerisinde sınırlı erken evre tümörlerin teşhisini sağladığı için prostata yönelik ameliyat dışı alternatif fokal tedavi yöntemlerinin ve total prostatektomi ameliyatlarının uygulanmasına olanak sağlamış olur. Ayrıca düşük kötü huylu potansiyeli nedeniyle aktif izlem denilen yöntemle takip edilecek hastalarda takip ve gerektiğinde aynı yerden biyopsi alınmasını sağlayarak tümörün karakterinin değişip değişmediğini ortaya koyabilir.
Prostat kanseri nedir?
Prostat kanseri prostat bezinin çoğunlukla dış kısmından (periferal zon) köken alan kötü huylu tümörüdür. Kötü huylu tümör hücrelerinin kontrolsüz büyümesi ve sayıca artışı ile kanser meydana gelir.
Belirtileri nelerdir?
Prostat kanserinde erken dönemde hiçbir belirti olmayabilir. PSA denilen kanda bakılan prostat spesifik antijen düzeyi yüksek olabilir. Tarama amaçlı 50 yaş üzerinde tüm erkeklerde ve ailesinde prostat kanser hikayesi olan bireylerde 40 yaş üzerinde PSA ile kontrol önerilir. Kanser ilerleyip büyüdükçe prostattaki büyümeye de bağlı olarak idrar yapmada zorlanma, kesik kesik idrar yapma, gece idrara çıkma gibi iyi huylu prostat büyümesinde de görülebilecek şikayetler yapabilir. İdrardan kan gelebilir. İlerleyen dönemlerde kemiğe yayılım olduğunda kemik ağrıları, halsizlik gibi sikayetler olabilir.
Kimlerde görülür? Genetik midir?
Prostat kanseri nedeni tüm diğer kanserlerde olduğu gibi kesin olarak bir faktöre bağlı değildir. 40 yaş üzeri erkeklerde görülür ve artan yaş ile görülme sıklığı artar. Genetik faktörler önemli olup baba, amca gibi akrabalarda prostat kanseri olması riski artırır. Siyah ırkta da prostat kanseri riski daha yüksektir. Sigara, viral etkenlerin kanser oluşumundaki katkısı net değildir. Yağlı ve hayvansal ağırlıklı beslenme de riski artırabilir.
Görülme sıklığı nedir?
Prostat kanseri dünyada erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. A.B.D’de her 7 erkekten bir tanesi prostat kanseri olmaktadır ve her yıl 27.500 erkek bu kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde de erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser türüdür.
Kaç yaşından itibaren risk başlar?
Risk 50 yaş sonrası başlar ve yaşla artar. Ailede prostat kanseri olanlarda 40 yaş sonrası risk başlar.
Prostat kanserinde erken teşhisin önemi nedir?
Prostat kanseri çok sık görülen bir kanser türü olmakla beraber erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilen bir kanser türüdür. Erken dönemde fokal tedavi, cerrahi veya radyoterapi ile tedavi edilen olgularda uzun dönem sağ kalım mümkündür. Erken teşhis olmadığında başta lenf bezleri, kemik dokusu olmak üzere akciğer, karaciğer gibi uzak organlara yayılım olabilir ve uzak metastaz olduğunda hastalığın tamamen tedavisi çok zor olmaktadır.
Prostat kanseri oluşmasında kişisel alışkanlıkların önemi nedir?
Sigaranın kanser oluşumundaki katkısı net değildir. Yağlı ve hayvansal ağırlıklı beslenme riski artırabilir.
Ayrıca Prostat füzyon biyopsi yapılıp tedavi gören ve başarılı sonuçlar alınan hastalarınız var mıdır?
Biyopsi yapılıp sonuca göre kanser çıkan olguların bir tanesi fokal tedavi ile diğerleri total prostatektomi dediğimiz cerrahi yöntemle şifa buldular.
Dikkat çekici bir vaka haberini de ayrıca haber olarak kullanabiliriz.
C.B 46 yaşında babası prostat kanseri olan bir olgu. PSA 7.8, multiparametrik prostat MR’da 7 mm, 9 mm ve 12 mm çaplarında PİRADS 3 kuşkulu lezyonlar saptandı. Aile hikayesi olması ve yaşa göre PSA yüksek olması nedeniyle transperineal füzyon biyopsi yapıldı. Tüm odaklardan Gleason 3+4 adenokanser tanısı gelen olgu total prostatektomi operasyonu oldu. PSA değeri normal olarak takip edilmektedir.