Transarteriyal radyoembolizasyon (TARE) tedavisi nedir?
Bu yöntem kasık damarından lokal anestezi sonrası iğne ile girilerek sonrasında damar içerisine kılıf yerleştirilerek karaciğeri besleyen atardamarlara ulaşılan ve sonrasında karaciğerin kendisinden kaynaklı (primer) veya karaciğere yayılım gösteren (metastatik) diğer bölge kaynaklı tümörlerin tedavi edildiği bir yöntemdir. Bu yöntemde tedavi 2 seansda tamamlanır. İlk seansda kasık damarındaki kılıf içerisinden katater dediğimiz ince borucuklar vasıtasıyla karaciğerde tümörü besleyen damara kadar anjiografik olarak girilir; MAA (mikroalbuminagregat) denilen 2. Seansda vereceğimiz Y-90 gibi davranan bir madde karaciğer damarına verilir. Sonrasında Nükleer Tıp ünitesinde bu ilacın tümör tarafından tutulumu ve akciğer gibi gitmemesi gereken organlara hangi oranda kaçış olduğu hesaplanır. Kabul edilebilir sınırın altında kaçış olan ve MAA tutulumu olan olgularda mevcut görüntülerden tümöre verilecek Y-90 dozu hesaplanır. İkinci seansda aynı şekilde kasıktan karaciğerde tümörü besleyen damara girilir ve Y-90 verilerek işlem sonlandırılır. İşlem ortalama 2 saatlik bir sürede tamamlanır. İşlem sonrası hasta 1 gün hastanede kalır ve sonrasında taburcu edilir. Cerrahinin uygun olmadığı veya riskli olduğu olgularda; lezyon boyutlarının biraz daha büyük olduğu veya karaciğerde 3’den fazla lezyonun olduğu ve radyofrekans veya mikrodalga ablasyonun uygun olmadığı olgularda TARE tedavisi karaciğerde yaygın olarak kullanılan alternatif girişimsel radyoloji yöntemidir. Radyoembolizasyonun en önemli avantajları damarları tıkayıcı etki az olduğundan işlem sonrası postembolizasyon sendromu dediğimiz ağrı vs şikayetler daha az görülür. Karaciğerin ana besleyici damarı olan portal venin tıkalı olduğu olgularda da bu işlem yapılabilir. Kolanjiokarsinom gibi safra yollarına ait ameliyat şansı olmayan olgularda da kullanılabilir.